Sigara dişeti rahatsızlıklarının gelişiminde en önemli risk faktörüdür. Ayrıca sigara, uygun tedavi sonrası beklenilen iyileşme oranını düşürür.
Kadınlardaki hormonsal değişiklikler dişeti rahatsızlıklarına daha duyarlı hale getirir. Hamilelikte, puberte, menapoz ve menstrual siklus döneminde östrojen seviyeleri değişmektedir. Hormon seviyesinin değişmesi bazı bakterilerin sayılarını arttırarak periodontal durumu etkilemektedir.
Diyabet rahatsızlığı olan bireylerde enfeksiyon gelişme riski yüksektir. Konağın savunma mekanizmasını olumsuz etkilediği bilinen diyabette, periodontal hastalık görülme riskide fazladır.
Çeşitli ilaçlar tükürük akışını etkilediği için ağız kuruluğuna neden olarak dişeti hastalıklarının oluşması için ortam sağlar. Ayrıca bazı tansiyon ve kalp ilaçları, epileptik ilaçlar ve doğum kontrol hapları dişeti büyümesine yol açarlar. Dişeti büyümesi olan hastalarda ağız bakımı zorlaştığı için dişeti rahatsızlığı görülme sıklığı artar.
Kanser ve AIDS: Ağız sağlığını olumsuz yönde etkileyerek enfeksiyonlara ve yaralara sebep olabilir. Bu durum dişeti hastalıklarını daha da şiddetlendirir.
Ağız hijyen alışkanlıklarını kazanılmaması durumunda dişlerde plak birikimi olur. Plak, yiyecek artığı değildir, bakterilerin oluşturduğu bir eklentidir. Plak birikimi dişeti rahatsızlıklarının başlıca nedenidir
Genetik yatkınlık dişeti hastalıklarında önemlidir. Hastaların benzer plak birikimine verdiği cevaplar farklıdır. Ağız bakımı aynı bireylerin, bazılarının dişetinde çok şiddetli rahatsızlıklar görülürken diğerlerinde hafif şiddetli görülebilir.
Dişetlerinin kendiliğinden veya dişleri fırçalarken kanaması,
Dişetleri kırmızı, şiş ve hassas olması,
Ağrılı çiğneme,
Dişlerde sallanma,
Diş kaybı veya yer değiştirmesi,
Dişlerde soğuk ve sıcakta hassasiyet,
Dişeti çekilmesi veya dişlerin uzaması,
Ağızda kötü koku ve tad,
Isırma sırasında dişlerin yer değiştirmesi,
Dişetlerinin dişlerden ayrılması,
Diş ile dişeti arasından iltihap gelmesi gibi durumlar dişeti hastalığından kaynaklanabilir.
Dişler düzenli bir şekilde her gün en az iki kere fırçalanmalı.
Her gün diş ipi kullanılmalı.
Altı ayda bir düzenli kontroller için Diş Hekimine başvurulmalı.
Sigara içilmemeli.
Dişeti hastalıkları vücut için fokal enfeksiyon odağı olduğundan tüm sağlığımızı tehdit etmektedir. Dişeti hastalığı olan hamile bayanlar ile olmayanlar düşük doğum ağırlığı ve erken doğum açısından karşılaştırıldığında, dişeti rahatsızlığı olan bireylerin 7 kat daha fazla risk taşıdığı bildirilmiştir.
Osteoporoz kemik yoğunluğu azaltan bir hastalıktır. Kemikteki değişikliklerden dolayı bu hastalığa sahip bireylerde diş kayıp oranında artış gözlenmektedir. Osteoporozlü bireylere dişeti hastalığıda eklendiğinde bu oran iyice artmaktadır.
Dişeti hastalığı olan diyabetli bireylerde kan şekerinde kontrolünün zorlaştığını ve diyabetik durumun ağırlaştığı gösterilmiştir. Dişeti hastalığı olan bireyler iyileştirildiğinde diyabet göstergelerinde de iyileşme olduğu bildirilmektedir.
Dişeti hastalığı olan bireylerde koroner arter hastalığına görülme riski dişeti sağlıklı bireylere göre neredeyse iki kat daha fazladır.
Dişeti hastalığı olan bireylerde, ağızdaki bakteriler solunum yoluyla akciğerlere geçerek pnömoni gibi solunum yolu hastalıklarının oluşmasına neden olurlar.
Tasarımın yapılıp size ağız içinde gösterilmesi ortalama 2 seans sürer. İlk seansta kayıtlarınız alınır, ikinci seansta ise “Mock Up” adını verdiğimiz uygulama ile bu tasarım ağız içinde size gösterilir. Tasarım sonucunda belirlenen yöntemlere göre tedavilere başlanır. Bundan sonraki seanslar dişlerinizin durumuna ve yapılacak işleme göre değişse de çoğunlukla 3 seansta sonuca ulaşılabilmektedir.
Dijital gülüş tasarımı 3 ila 5 gün içinde hazırlanır. Bu süreçte, ilk randevuda kaydedilen veriler hekim tarafından dijital ortamda değerlendirilir ve öngörülen gülüş dizayn edilir. Gülüş dizaynı yapılırken bireyin yüz hatları, göz, kulak, burun, çene ucu vb. parametreler göz önünde bulundurulur. Diş formları belirlenirken vizajizm (visagism) konseptine uygun olarak kişinin tarzıyla dinamik bir armoni sağlanması esastır.
Alınan ölçüler üzerinde dijital tasarım modele dönüştürülerek modelin test edilmesi ve hastaya sunulması için ikinci randevu verilir.
Diş beyazlatma tedavisinin 4 farklı yöntem bulunmaktadır.
Ev Tipi Diş Beyazlatma
Ofis Tipi Diş Beyazlatma (Klinik ortamında beyazlatma)
Tek Diş Beyazlatma (Kanal tedavili dişleri içten beyazlatma)
Kombine Diş Beyazlatma (Ev+Ofis tipi beyazlatma)
Çekim yarasının üzerine konan tampon yarım saat kadar tutulmalıdır.
Bu tampon atıldıktan sonra, gerekmiyorsa tekrar tampon konulmamalı, oluşan pıhtının bozulmamasına özen gösterilmelidir. Tampon poşete koyularak çöpe atılmalıdır.
Ağız suyu ile çalkalanmamalıdır.
Çekim sonrası 2 saat kadar bir şey yenmemeli, bu süre dolduktan sonra da mutlaka ılık şeyler tercih edilmeli ve çok sıcak ya da soğuk yiyeceklerden uzak durulmalıdır.
24 saat sigara içilmemelidir. Sigara pıhtının bozulmasına ve yara yerinin iltihaplanmasına neden olabilir.
24 saat alkol alınmamalıdır.
Hiçbir şekilde çekim yerine dokunulmamalı, yara bölgesi emilip tükürülmemelidir.
Yaralı bölge 24 saat kullanılmamalıdır.
Çekim yeri mutlaka temiz tutulmalıdır. Yara içerisine yemek artığı dolması önlenmelidir.
Çekimden 24 saat sonra, yumuşak bir diş fırçasıyla bölge yavaşça fırçalanmalıdır. Bu sırada ılık tuzlu su gargarasından da faydalanılabilir.
Kanamanın hafif bir sızıntı halinde 6-24 saat sürmesi normal kabul edilmektedir. Ancak aşırı bir kanama varsa ya da bu süre aşılmışsa mutlaka diş hekimine başvurulması gerekir.
Aynı şekilde, uzun süre ağrı ve şişlik durumlarında da hekime haber verilmelidir.
Kanal tedavisi birden fazla seansta yapılabilen bir tedavi yöntemidir. Bunun kararı verilirken hastanın ağrı durumu, ne kadar süredir ağrısının olduğu ve kök ucunda herhangi bir enfeksiyon, kist benzeri durumların olup olmaması dikkate alınır. Birden fazla seans sürecek ise kanallarınıza iyileştirici bir ilaç konur ve oradaki mikroorganizmaları yok etmesi beklenir. İlaç konduktan 1 hafta sonra kanal tedavisi bitirilir. Böyle bir durumda o bir haftalık süreçte kanal tedavisi yapılan dişiniz aktif kullanılmamalıdır.
Sert gıdalar o tarafla tüketilmemelidir. Kanal tedavisi bittikten sonra da sert gıdalara dikkat edilmelidir. Kanal tedavisi yapılan dişler canlı bir dişimize göre daha kırılgan yapıdadır. Bu yüzden kanal tedavisi yaptıktan bir süre sonra o dişleri kaplamayı öneririz.
Kanal tedavisi sonrası ilk gün hafif sızı, baskı ağrısı, bir miktar gece ağrısı, dişte yükselme hissi beklediğimiz durumlardır. Ağrı kesici kullanmanız gerekebilir. ( Apranax fort, majezik, arveles...)
Ağrı kesiciye rağmen geçmeyen, gece devam eden, zonklama, nabız atışı gibi ağrılarda mutlaka ertesi gün iletişime geçelim.
Kanal tedavisi sonrası ağrı artışı, ateş, yüzde şişlik gibi akut alevlenme dediğimiz durumla karşılaşılabilir. İlk 24 saatte beklediğimiz ve nadiren de olsa karşılaştığımız bir durumdur. Böyle bir durumda bizimle iletişime geçiniz.
Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organisation-WHO) ve Amerikan Pediatrik Diş Hekimleri Birliği ilk diş hekimi muayenesinin ilk diş çıktıktan sonra yapılmasını (genellikle 6 ay – 1 yaş arasında) önermektedir.
Çocuk diş hekimlerinin (pediatrik) öncelikli görevi; çocuklarınızı diş çürüklerinden korumaktır. Erken yaşta yapılan bu ilk muayenede amaç; sizlere bebeğinizin dişlerinin çürümesini önlemek için neler yapmanız gerektiğini göstermek ve düzenli aralıklarla sizi kontrollere çağırarak diş sağlığını kontrol etmektir.
Dişlerin olması gerektiği şekilde seviyelenmesi sağlanır.
Dişleri çevreleyen dokular sağlıklı hale getirilir.
Diş etlerinde oluşan kanama ve şişlikler tedavi edilir.
Ağız kokusu ve yara oluşumunun engellenmesi hedeflenir.
Uzun dönemde dişler ağız içinde sağlıkla korunması planlanır.